14 Şubat 2021 Pazar

Eğitimde Yetenekler ve Fırsatlar

 Fırsatlar ve talihsizlikler...

2020 Yılı içerisinde belki de yaşanan sorunlar ve bunlara karşı alternatif çözümlerimiz için en çok kullandığımız kelimeler.

Biz sahiden talihsiz miyiz?Herkes aynı talihsizliği mi tadıyor?Ya fırsatlar?Onlarda da aynısı mı?

Yaşadığımız gezegenin farkındalığının farkında canlıları bu konuda ne diyor?

Hiç gündemi takip etmemiş olsanız bile ABD Seçimleri bir şekilde kulağınıza fısıldanmıştır herhangi bir medya aracında.Seçimi Joe Biden adında kişisel yaşamında zor zamanlar yaşamış yaşlı bir adam kazandı.

İyi de bize ne?

Biden seçim konuşmasında ABD içindeki bütün vatandaşlara fırsat eşitliği için çalışacağını söyledi.

Aslında en çok kafamı kurcalayan bu oldu.

Nedir fırsat eşitliği?(Benim kurcaladığım fırsat eşitliği temel olarak eğitim alanıyla ilgili.)

Gün içerisinde okuduğum haber bu konuyu incelemem gerektiğini daha da perçinledi.



Türkiye'de yetişen bu genç arkadaşımız ailesinin de desteğiyle bulunduğu ortamda yeteneklerini gösterebilmesi için oluşan fırsatları eksiksiz kullanmış.Ve büyük bir başarıyla uluslararası olarak düzenlenen bir Matematik yarışmasında şampiyon olmuş.

Kazandığı şampiyonlukla ders verdiği yetmediği gibi kendisiyle yapılan röportajla da bir ders veriyor."Akıllı telefonum yok,eksikliğini hissetmiyorum." diyor.

Aslında bu cümle onun yetenekleriyle uyuşmayan bir cihazı kullanmaması demek. Yani uyuşan ve belki de akıllı telefonu kurcalayarak farklı fikirler ortaya çıkarabilecek,yeteneklerini ortaya çıkarabilecek gençler de var.

Fakat gelişmekte olan ülkelerin -ve özellikle bizim için önemli olan Türkiye'de- en büyük yaptıkları hata herkese aynı teknik imkanların verilmesinin bireyin gelişiminde maksimum katkıyı sunacağı yanılgısı.

Kendimden örnekler vereyim:

Hayatımın her noktasında edebiyat kitaplarını kendimi zorlayarak okuyan bir okuyucuyum.Fakat felsefe ve teknik kitapları o kadar seviyorum ki anlatamam.Matematik ve evrenin içselliğiyle ilgili kitaplar inanın hep daha çekici gelmiştir.Bu nedenle de ilkokul çağında bana dayatılan kitapların neredeyse birçoğunu sıkılarak okudum.(Paulo Coelho-Simyacı hariç!)

Eğitim, çağımızın teknolojisinde ve Psikoloji biliminde edinilen deneyimlerle bugün birey tabanlı olabilir.Yani bireye özel olarak eğitim vermek imkansız değil. Hatta bireye özel müfredat düzeni dahi bile tartışılabilir. Özellikle belirli ayırıcı özelliklerle bir öğrencinin bir konuda 15 yaşında alması gereken bir eğitimi diğer öğrenci 13 yaşında alarak daha iyi öğrenebilir.Bu öğrenciler ortak alanlarda eğitim görebilir.

Verdiğim basit örneklerle eğitimde daha ciddi yol katedebileceğimiz aşikar. Bu hepimizin elinde.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder