Geçtiğimiz sene son sezonunu izlediğimiz Game Of Thrones dizisi felsefi açıdan çok hoş tartışmaları içinde barındırıyordu. Öyle ki bu tartışmalardan alınan heyecandan kaynaklı senarist birçok noktada da günümüzde halen tartışılan çatışmaları tartışmaktan çekinmedi. Bunların bazıları dizinin bulunduğu döneme ait olmasa dahi bambaşka bir evrende yaşadıkları için çok da absürt kaçmadı.
Aslında bu dizide herkesin oldukça memnuniyetsiz kaldığı son sezonda oldukça enteresan ve muazzam bir çatışma ortaya çıktı.
Burada güçlü ve asi bir barış arayan Daenerys ve ondan farklı olarak ikinci ayağı iletişime dayalı olan bir barış arayan Jon Snow'un aralarındaki diyaloglar sanırım anlatmak istediğimi kanıtlar nitelikte. Düşman hattına geldiklerinde düşmanın beyaz bayrak göstererek teslim olmasına ve silahlarını bırakmasına aldırış etmeyerek savaşın adının bir anda katliama dönüşmesine neden oluyor Daenerys. Teslim olanlara merhamet edilmesini isteyen Jon Snow'a Daenerys'ın cevabı: "Ufak merhametler gösteremeyiz. İhtiyacımız olan yeni dünya , bu dünyaya sadık insanlarca kurulmayacak."
Anlatmak istediğim aslında bu sözün birçok savaşın sebebi olmasındandır.(Tabi dizi birçoğumuzun malumu olduğu için buradan örnek vermek istedim.)Gerçi tanım olarak savaşın kapsamı ve niteliği tam olarak karşılığını bulmuş değil.
Bu nedenle iki zıt arasındaki savaşlara karşı savaş dışı unsurlara ve savaş içi vicdani durumlar için Savaş Hukuku adı altında bir savaş etiği oluşmuştur.
Yapılan savaşların yoğunluğuna rağmen insanlık bunun ilk örneğini yakın tarihte 16 Nisan 1856 tarihli Paris Deniz Hukuku Beyannamesi'nde oluşturacaktır.
Bu zamana kadar yapılan savaşlar mı?
Yapılmış bir araştımaya göre insanlık yaklaşık 5500 yıllık bir süreçte toplamda 14.531 kez savaşmak için karşı karşıya gelmiş.
Bu tarihimiz için yılda ortalama 3 kez savaşmak demek.
Evet.Hiç durmadan yılda ne olursa olsun 3 kere savaşmışız.
Arada 10 yıl savaşmasak da ne olursa olsun ortalamayı düşürmemek için daha da savaşmışız.
Savaşlarda belirli ortak hukuk ve etiğin oluşması olacak vahşeti en aza indirmenin gerekliliğidir.
İlk verdiğim örnek de aslında teslim olmuş savaş esirleri ve yaralılara savaşın galip ya da mağlup tarafının kesinlikle bu etik kurallar aracılığıyla hareket etmesi gerekliliğidir.
Savaş etiği kurallarının iyi yanları her ne kadar olsa da olumsuz yanlarını da konuşmamız gerekir.
Savaş kuralları merhameti belirli kalıplara koyar. Vicdani reddi dışlar.
İki zıttın çatışmasında ortaya konan kurallar dışında tamamen yok etmeye dayalıdır.
Buradan öğrendiklerimle ne mi çıkarıyorum?
Kavramlar ölmüyor ancak insanlar ölüyor.Kendini tanımadan ölüyor insanlar.
Hem de merhamet etmeye zaman bile bulamadan.Hatta kavramları tanımadan.
Savaştan merhamet ya da adalet beklenmemeli.Ancak adalet,merhamet,sevmek,düşünmek ve anlamak için savaşmalı.